BİZDEN MESAJLAR

Değerli okurlarımız,

Her geçen gün sürdürülebilirlik gündeminde yeni tartışmalar öne çıkıyor. Bir yandan deniz ekosistemlerinin karbonu tutmadaki benzersiz rolünü vurgulayan mavi karbon kavramı daha çok konuşulurken, diğer yandan karbon depolama teknolojilerinin yeterliliğine dair şüpheler artıyor. Buna ek olarak, su kıtlığının iş dünyası için en büyük risklerden biri haline geldiğini gösteren veriler, gelecek senaryolarını daha da düşündürücü kılıyor. Bizler de bültenimizde, güncel sürdürülebilirlik gelişmelerine dair öne çıkan başlıkları sizler için derledik.

Sürdürülebilir kalın…

ÖZGÜN ÇINAR, CEO

Makale içeriği

ESG’Lİ HABERLER

  • Yeni bir çalışma, plastiklerin insan sağlığı ve çevre için ciddi bir tehdit oluşturduğunu ortaya koydu. Plastik kaynaklı hastalıklar ve ölümler, yılda en az 1,5 trilyon dolarlık sağlık maliyetine yol açıyor. DETAY
  • Avustralya yetkilileri, Büyük Set Resifi’nde son 40 yılın en büyük canlı mercan kaybının yaşandığını açıkladı. Bu durum, okyanusların sağlığı açısından kritik bir uyarı niteliğinde. DETAY
  • Potsdam İklim Etkileri Araştırma Enstitüsü’nün çalışmasına göre, erken uyarı sistemleri ve acil durum hazırlıkları sayesinde Avrupa’da sel kaynaklı ölümler 1950’den bu yana %52 oranında azaldı. DETAY
Makale içeriği
  • Coldplay, tüm albümlerini geri dönüştürülmüş plastik şişelerden üretilen EcoRecord formatında yeniden yayımlıyor. Grubun bu adımı, müzikte karbon emisyonlarını azaltma hedefiyle çevreci üretim teknolojilerine öncülük ediyor. DETAY
  • 2025’in ilk yarısında Çin’deki güneş enerjisi büyümesi, ülkenin karbon emisyonlarını azaltmada kritik rol oynadı. Yenilenebilirin yükselişi hız kesmiyor. DETAY
Makale içeriği
  • Küresel bankacılık sektörünün net sıfır hedefleriyle ilgili önemli bir gelişme: İttifak, faaliyetlerini geçici olarak durdurdu. Bu karar, sürdürülebilir finansın geleceğini etkileyebilir. DETAY
  • Birleşmiş Milletler, ülkeleri bu ay içinde daha iddialı iklim planları açıklamaya çağırdı. BM İklim Şefi Simon Stiell’in mektubuna dayanan Reuters haberine göre, küresel iklim hedeflerinin güncellenmesi için acil eylem çağrısı yapıldı. DETAY
  • Deloitte’un yayımladığı yeni bir küresel ankete göre, çalışanların yalnızca %38’i işverenlerinin iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik konusunda yeterli çaba gösterdiğine inanıyor. Anket, çevresel farkındalığın bireylerin yatırım, tüketim, iş tercihi ve yaşam yeri seçimlerini doğrudan etkilediğini ortaya koyuyor. DETAY

🍃YEŞİL KÖŞE🍃

İş Dünyasının Gözden Kaçırdığı En Büyük Risklerden Biri Su Kıtlığı

Su hep kolay erişilebilir, ucuz ve güvenli bir kaynak gibi düşünüldü. Bu yüzden de uzun yıllar boyunca şirketlerin bütçelerinde, risk analizlerinde ve yatırım kararlarında suya pek yer verilmedi. Ancak artık bu varsayımın geçerliliği kalmadı. İklim değişikliği, kuraklık ve artan sıcaklıklar suyu somut bir risk haline getirdi. Güney Avrupa’da tarım kısıtlamaları, ABD ve Orta Doğu’da hidroelektrik kapasitesinin düşmesi, İngiltere gibi nispeten güvenli görülen bölgelerde bile altyapı sıkıntıları yaşanması bunun açık göstergeleri.

Suyun kritik bir role sahip olmasına rağmen hâlâ iş dünyasında hak ettiği ciddiyeti görmemesi çok acı. Örneğin, 1 MW’lık bir veri merkezi yılda 25 milyon litreden fazla su tüketiyor. Yapay zekâ iş yüklerinin artışıyla birlikte 2027’ye kadar küresel su çekiminin yıllık 1,7 trilyon galona ulaşacağı öngörülüyor. Yani sadece tarım ya da ağır sanayi değil, geleceğin dijital altyapısı bile ciddi bir su talebi yaratacak. Eğer bugünden bu tabloya hazırlık yapılmazsa, önümüzdeki yıllarda büyüme planlarının önüne en büyük engel “su kıtlığı” olacak.

Veriler gösteriyor ki, küresel sıcaklık artışı 1,5°C ile sınırlı kalsa bile dünya GSYİH’sinin %31’i  yüksek su stresine maruz kalacak. Bu, aslında çok net bir mesaj veriyor; suyu göz ardı eden şirketler yalnızca operasyonel kesintiler değil, finansal kayıplar ve itibar riskleriyle de karşı karşıya kalacak. Çünkü suyun kıtlığı, üretimden lojistiğe, tedarik zincirinden enerjiye kadar her noktayı zincirleme etkileyecek.

Şirketlerin artık suyu sadece “ne kadar kullandık?” sorusuyla değerlendirmeyi bırakıp, daha geniş bir çerçeveden bakması gerekiyor. Varlıklar hangi bölgelerde su stresine maruz kalıyor? Altyapı su kesintilerine ne kadar dayanıklı? Kullanılan suyun kalitesi, gelecekte operasyonları sürdürülebilir kılabilecek mi? Bunlar yanıtlanmadan yapılan her yatırım, ciddi riskler barındırıyor.

Su, sadece sürdürülebilirlik raporlarının alt satırlarında bahsedilecek bir konu değil. Enerji, finans ya da insan kaynağı kadar stratejik bir faktör. Gelecekte başarılı olacak şirketler, suyu yalnızca yönetmekle kalmayıp, aynı zamanda su dayanıklılığını iş modellerine entegre edenler olacak.

DAMLA GÜNALP, SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK UZMANI

Makale içeriği