BİZDEN MESAJLAR

Değerli okurlarımız,

Sürdürülebilirlik ve iklim ile ilgili risklerin yönetimi, bu risklerin etkin şekilde sayısallaştırılması ve önceliklendirilmesini gerektiriyor. Bu sayımızda, sizler için konuyu biraz netleştirmeye çalıştık ve NGFS’nin kısa vadeli senaryolarını mercek altına aldık. Son derece dinamik ESG gündeminden önemli başlıkları dikkatinize getirirken ISSB’nin kapsam 3 emisyon hesabına yönelik olarak getirdiği kolaylıkları da satırlarımıza taşıdık.

Sürdürülebilirlik bilincini birlikte büyütmek dileğiyle.

Sürdürülebilir kalın…

ÖZGÜN ÇINAR, CEO

Makale içeriği

ESG’Lİ HABERLER

  • Dartmouth College’dan araştırmacılar, dünyanın en büyük şirketlerinin toplamda 28 trilyon dolarlık iklim hasarına neden olduğunu tahmin etti. The Associated Press’in haberine göre çalışmanın sonuçları, şirketlerin mali açıdan sorumlu tutulması çabalarına yardımcı olmayı amaçlıyor. DETAY
Makale içeriği
  • Lancet’te yayımlanan yeni bir çalışma, atmosferdeki (iklim krizine bağlı) sıcaklık ve karbondioksit artışının dünyanın en çok tüketilen tahılı olan pirinçteki arsenik miktarının da artmasına neden olduğunu ortaya koydu. Araştırma görevlileri, sıcaklık ve karbondioksit miktarı eşzamanlı olarak artış gösterdiğinde topraktaki inorganik arsenik miktarının da arttığını, arseniğin sulak alanlarda yetişen ve emici bir yapısı olan pirince kolaylıkla geçtiğini ifade ediyor. DETAY
  • Sivil toplum kuruluşları Beyond Fossil Fuels, E3G ve We Mean Business Coalition tarafından iş dünyası liderleri arasında yapılan bir anketin sonuçlarına göre, orta ve büyük şirket yöneticilerinin %97’si fosil yakıtları terk etmeyi düşünüyor. DETAY
  • Uluslararası Sürdürülebilirlik Standartları Kurulu (ISSB), iklime yönelik açıklamalar standardında (IFRS S2) önemli değişiklikler önerdi. Öneriler, öncelikle finans sektörü şirketleri için yeni kolaylıklar sağlıyor. Bu değişiklikler, yatırımcılar için açıklamaların değerini azaltmadan Kapsam 3 sera gazı (GHG) emisyonları etrafındaki raporlama yükünü hafifletmeyi hedefliyor. DETAY
  • Avrupa Bankacılık Otoritesi (EBA), AB/AEA bankaları için merkezi, karşılaştırılabilir iklim riski göstergeleri sunan yeni bir ESG dashboard’unu hayata geçirdi. Dashboard’un ortaya koyduğu verilere göre AB/AEA bankalarının kurumsal maruziyetlerinin %70’inden fazlası iklim değişikliğine büyük katkıda bulunan sektörlerle bağlantılı. Bankacılığın %30’dan azı yüksek fiziksel iklim riski olan bölgelerde yer almakta. Yeşil Varlık Oranı (GAR) düşük kalmaya devam ediyor ve ortalama %3’ün altında seyrediyor; bu da ekonomi genelindeki yavaş taksonomi uyumunu yansıtıyor. DETAY
  • Verge’e göre, ABD Temsilciler Meclisi, Kaliforniya’nın 2035 yılına kadar fosil yakıtla çalışan otomobil ve kamyon satışını sonlandıracak, eyalete özel ve daha sıkı “emisyon düzenlemeleri” getirme yetkisini geri çekme yönünde oy kullandı. DETAY
Makale içeriği

🍃YEŞİL KÖŞE🍃

BEŞ YILA SIĞAN İKLİM RİSKİ: NGFS’NİN KISA VADELİ SENARYOLARI

İklim değişikliği uzak bir gelecek senaryosu değil; önümüzdeki birkaç yıl içinde ekonomileri ve finansal sistemleri çok daha fazla etkileyebilecek somut bir risk olarak karşımızda. Bu farkındalıkla, Finansal Sistemi Yeşillendirme Merkez Bankaları ve Süpervizörleri Ağı (NGFS), ilk kısa vadeli iklim riski senaryoları setini kamuoyuyla paylaştı. Bu senaryolar, özellikle önümüzdeki beş yıl içinde yaşanabilecek iklimle bağlantılı ekonomik ve finansal etkileri modellemeye odaklanıyor. Amaç, finansal aktörlere ve politika yapıcılara bu riskleri daha iyi anlama, hazırlıklı olma ve daha güvenle karar alma imkânı sunmak.

NGFS’nin bu yeni kısa vadeli senaryoları, yalnızca uzun vadeli iklim değişiminin değil, aynı zamanda aşırı hava olaylarının kısa vadede ekonomilere nasıl zarar verebileceğinin de detaylıca ele alınmasını sağlıyor. Sıcak hava dalgaları, seller, orman yangınları ve fırtınalar gibi fiziksel riskler, tedarik zinciri aksamaları gibi ekonomik sonuçlarıyla birlikte değerlendirilirken; aynı zamanda geçiş sürecinden kaynaklanan riskler de göz önünde bulunduruluyor. Politikaların aniden değişmesi, yatırımcıların veya tüketicilerin tercihlerinin hızla yön değiştirmesi gibi unsurlar da bu senaryolarda yer alıyor.

NGFS toplamda dört farklı senaryo sunuyor. Bunlardan biri sadece fiziksel risklere odaklanırken, ikisi geçiş risklerini esas alıyor. Dördüncü senaryo ise hem fiziksel hem de geçiş risklerini bir araya getirerek karmaşık bir gelecek görünümünü simgeliyor. Örneğin, “Paris Yolu” senaryosu düzenli ve teknoloji odaklı bir geçişi öngörürken, “Ani Uyandırma Çağrısı” daha ani ve sarsıcı dönüşümleri ele alıyor. Fiziksel ve geçiş riskini bir araya getiren “Ayrışan Gerçekler” senaryosu ise bazı ekonomilerin düşük karbonlu geçişte ilerleme kaydettiği, diğerlerinin ise fiziksel risklere daha açık hale geldiği bir tabloyu ortaya koyuyor.

Küresel ekonominin iklim krizine karşı dayanıklı hale gelmesi için sağlam ve uygulanabilir analizlere ihtiyaç var. Kısa vadeli senaryolar, sadece riskleri belirlemek için değil, aynı zamanda stres testleri yapmak, riskleri değerlendirmek ve stratejik kararlar almak için de kullanılabilecek güçlü araçlar olarak görülüyor. Bu nedenle, finans sektörü için yalnızca karbon ayak izini azaltmak yeterli değil; iklim risklerinin iş modellerine, varlık portföylerine ve politika geliştirme süreçlerine entegre edilmesi kritik bir gereklilik olarak görülüyor.

NGFS’nin kısa vadeli senaryoları, bu entegrasyon sürecinde güçlü bir rehberlik sunuyor. Önümüzdeki beş yıl içinde yaşanabilecek gelişmeler, bugünden atılacak adımlara bağlı olacak. Senaryolar ise bu yolculukta yön gösterecek, stratejik düşünmeyi teşvik edecek ve bilinçli adımlar atılmasına katkı sunacak araçlar arasında yer alıyor.

DAMLA GÜNALP, SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK UZMAN YARDIMCISI

Makale içeriği