BİZDEN MESAJLAR

Değerli okurlarımız,

Bu sayımızda, bilimsel verilerin iklim inkârcılığına karşı güçlü duruşunu ele alıyor, denizlerin ve okyanusların geleceğini şekillendiren mavi büyüme kavramına değiniyoruz. Ayrıca, ESG (Çevresel, Sosyal ve Yönetişim) alanındaki en güncel gelişmeleri sizlere sunarak gündemin nabzını tutuyoruz. Sürdürülebilir bir gelecek için kamusal desteklerin rolünü önemsiyor ve bununla ilgili detayları inceliyoruz. Gezegenimizin geleceği için bültenimizle farkındalık yaratmaya çalışan bir adım atıyoruz.🌱

Sürdürülebilir kalın…

ÖZGÜN ÇINAR, CEO

ESG’Lİ HABERLER

  • BNP Paribas Asset Management (BNPP AM), Avrupa’nın enerji dönüşümünü hızlandırmak için 750 milyon Avroluk ilk altyapı özel sermaye fonu olan BNP Paribas Low Carbon Transition Infra Equity Fund I’i piyasaya sürdü. BNP Paribas Group, fonu 400 milyon Avroluk bir taahhütle destekledi. DETAY
  • PwC Lüksemburg raporu, 2024 yılında şirketlerin %55’inin Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (CSRD) uyumu için hazırlık yaparken veri kalitesini ve tutarlılığını korumada zorluklar öngördüğünü ortaya koyuyor. Direktif, şeffaf ESG raporlamasını zorunlu kılıyor ve işletmeleri sürdürülebilirliği operasyonlarına ve değer yaratma stratejilerine entegre etmeye zorluyor. DETAY
  • Arktik bölgesinin alarm verici bir hızla eridiği biliniyor. Bölge, aşırı sera gazı emisyonları nedeniyle her on yılda bir buz kütlesinin %12’sini kaybediyor. Arktik deniz buzunun ortadan kalkması, küresel hava düzenini bozmak ve Arktik ekosistemlerini tahrip etmek gibi bir dizi olumsuz sonuca yol açma potansiyeli taşıyor. DETAY
  • Petrol ve gaz yatırımlarını iklim düzenlemelerinden koruyan büyük bir enerji anlaşmasında yapılan yeşil reformlar, önemli bir eşiği aştı. Enerji Şartı Anlaşması’na (ECT) üye 51 hükümet, fosil yakıtlar için korumaları kaldırmak üzere anlaşmaya vardı.DETAY
  • Avrupa Birliği’nden bilim insanları, 2024 yılının kayıtların tutulmaya başlandığı tarihten bu yana dünyanın en sıcak yılı olacağını, olağanüstü yüksek sıcaklıkların 2025’in ilk birkaç ayında da devam etmesinin beklendiğini açıkladı. DETAY
  • Okyanuslar, 2023 yılında atmosferden beklenenden çok daha az karbondioksiti uzaklaştırmış olabilir. Bunun başlıca nedeni yüksek okyanus sıcaklıkları. İklim değişikliği okyanusları ve karada yer alan karbon depolarını hızla zayıflatmaya devam ederse, tehlikeli ısınma seviyelerinden kaçınmak çok daha zor olacak. DETAY
  • ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi’nin (NOAA) 2024 Arktik Raporu’na göre, Arktik’teki tundra, binlerce yıldır sürdürdüğü “iklim çısından faydalı bir karbon emici olma” rolünden çıkıp, net bir karbondioksit kaynağı haline geliyor. DETAY

🍃YEŞİL KÖŞE🍃

BİLİMSEL VERİLER İKLİM İNKARCILIĞINA KARŞI

2004 yılında, üç bilim insanı, 2003 yazında Avrupa’da yaşanan ve 70.000’den fazla insanın ölümüne sebep olan sıcak hava dalgasına, insan kaynaklı iklim değişikliğinin yaptığı katkıyı hesapladıkları bir çalışmayı yayımladılar.

Sonuç şaşırtıcıydı. Bilim insanlarına göre, böyle aşırı bir sıcak hava dalgasının meydana gelme riski, insan etkisiyle en az iki katına çıkıyordu. Bulgu, doğal olarak dünya çapında çok ilgi gördü. Dahası, “aşırı olay atfı” adlı bilimsel çalışma alanının gelişmesine öncülük etti.

Carbon Brief, iklim bilimi ve enerji politikaları konusunda uzmanlaşmış, veri odaklı makaleler sunan, iklim değişikliğinin daha iyi anlaşılması için çalışan bir platform. İklim değişikliğinin etkilerini ve bu konudaki bilimsel araştırmaları detaylı bir şekilde ele alıyor, geniş kitlelere ulaşmasını sağlıyor.

Platform, son derece ilgi çekici bir çalışmaya imza atmış. Aşırı hava koşullarının iklim değişikliği sonucunda ortaya çıkıp çıkmadığını anlamak için yapılan ve yayımlanmış büyük bir çalışma grubunu haritalandırmış. Biz de bu çalışmanın bulgularını sizler için kısaca özetlemeye çalıştık.

Carbon Brief, 735 aşırı hava olayı ve bunları kapsayan 612 çalışmayı söz konusu haritalandırmaya dahil etmiş.

Çalışmaya göre tüm bu vakaların %74’ünün iklim değişikliği nedeniyle daha muhtemel veya şiddetli hale geldiği görülmüş. Anılan vaka kümesi, bilim insanlarının insan etkisi olmadan aşırı bir sıcaklığın neredeyse imkansız olduğunu keşfettiği birçok vakayı da içermekte.

Haritadaki olayların ve eğilimlerin yaklaşık %9’u ise iklim değişikliği nedeniyle daha az olası veya daha şiddetli hale gelmiş.

Bu, genel olarak haritada yer alan olayların ve eğilimlerin %83’ünün insan kaynaklı iklim değişikliğinden etkilendiği anlamına geliyor.

Vakaların geri kalan %17’sinde ise ya insan etkisi bulunamamış (%10) ya da çoğunlukla veriler yetersiz kalmış (%7).

İklim inkarcılığının da (anlaşılmaz şekilde) destek bulabildiği dünyamızda, bu tür bilimsel veriler belki de konuya eğilmek ve önlem almak üzere yetkilileri harekete geçirebilir.

ÖZGÜN ÇINAR, CEO