BİZDEN MESAJLAR

ÖZGÜN ÇINAR, CEO

Sürdürülebilirlik konusunda Ülkemiz mevzuatı şekillenmeye devam ediyor. Bu bültenimizde, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından yayımlanan “Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlaması Eğitimlerine İlişkin Usul ve Esasları” sizler için analiz ettik. 2024 yılı içinde TBMM’nin gündemine gelmesi beklenen iklim kanununun içeriğine yönelik belirsizlikler bulunsa da, ayak sesleri giderek daha gür duyuluyor. Bültenlerimizde bu değişiklikleri takip edip sizleri bilgilendirmeye devam edeceğiz. Sürdürülebilir kalın …

ESG’Lİ HABERLER

  • Bloomberg’in haberine göre, Çin’in fosil yakıtlardan elektrik üretimi Mayıs ayında düştü; hidroelektrik ve güneş enerjisindeki artış, ülkenin 2030 hedefinden yıllar önce “emisyon zirvesine ulaşmış olabileceğini” gösteriyor. DETAY
  • Birleşmiş Milletler’in “savaşın çevresel etkilerine ilişkin” hazırladığı raporda, Gazze’deki çatışmanın bölgede benzeri görülmemiş bir toprak, su ve hava kirliliği yarattığı, sanitasyon sistemlerini yok ettiği ve patlayıcı cihazlar kaynaklı tonlarca enkaz bıraktığı belirtildi. DETAY
  • Bir grup iklim uzmanının tahminine göre, Rusya-Ukrayna savaşı yaklaşık 175 milyon ton karbondioksite eşdeğer sera gazı emisyonuna yol açtı.  Bu emisyonlardan kaynaklanan ekstra ısınma, dünya genelinde (aşırı hava koşullarını destekleyeceğinden) ilave 32 milyar dolarlık hasara yol açacak.  Ukrayna, Rusya’nın sorumlu olduğunu söylediği ve tazminat talep edeceği zararlar listesine, iklimle ilgili bu maliyetleri de eklemeyi planlıyor. DETAY
  • Avrupa Denetleyici Otoriteleri (ESA’lar), yeşil yıkamayı ele almak ve yatırımcılar için netliği artırmak amacıyla Sürdürülebilir Finans Açıklama Yönetmeliği (SFDR) kapsamında finansal ürünler için yeni kategoriler önerdi.  Önerilen “Sürdürülebilir” ve “Geçiş” kategorileri, sürdürülebilir yatırımlar için net kriterler sağlamayı ve tüketicinin korunmasını geliştirmeyi amaçlıyor. DETAY
  • Türkiye Çevre Ajansı (TÜÇA) tarafından yürütülen “Depozito Yönetim Sistemi” çalışmaları tamamlandı. 2025 yılında ulusal çapta hayata geçirilecek bu sistem ile 0,1 ile 3 litre hacme sahip tek kullanımlık ambalajlar geri dönüşüme kazandırılacak. Her bir şişe veya kutu başına 25 kuruş ödenecek ve bu paralar alışverişte kullanılabilecek. Ödemeler Türkiye Emlak Katılım Bankası’nın altyapısı üzerinden açılacak “e-cüzdan” hesabına yapılacak. DETAY
  • İsviçre parlamentosunun alt meclisi, uluslararası mahkemelerin kararlarına direnmeyi teşvik edebilecek (ve de kesinlikle tehlikeli) bir hareketle, İsviçre’ye küresel ısınmayla mücadele için daha fazla çaba göstermesi talimatını veren AİHM kararını reddetme yönünde oy kullandı.  Nisan ayında, Strazburg’daki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Bern’in iklim değişikliğiyle mücadele etmeyerek bir grup yaşlı İsviçreli kadının (KlimaSeniorinnen) insan haklarını ihlal ettiğini belirten, benzeri görülmemiş bir karar almıştı. DETAY

🍃 YEŞİL KÖŞE 🍃

POLİTİKANIN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ÖNÜNDE DURMA ŞANSI KALMADI

Zaman zaman görüyor ve biliyoruz ki, politik kaygılar, sürdürülebilir bir dünyaya ulaşabilmek için atılması gereken adımları geciktirebiliyor hatta engelleyebiliyor.

Bunun en belirgin örneği son dönemde gerek Avrupa Birliği’nde gerekse Amerika Birleşik Devletleri’nde getirilmek istenen “yeşil yasal düzenlemelerde”, kamuoyu tepkilerinden çekinilerek yumuşatmalar yapılması ve geri adım atılması oldu.

Dahası, Azerbaycan’da yapılacak olan COP29 iklim görüşmeleri öncesinde, ülkeler Bonn’da ihtiyaç duyulan iklim finansmanı tutarı ve bunun bölüşüm esasları konusunda anlaşma sağlayabilmek umuduyla bir araya geldiler ancak görüşmelerden bir uzlaşı çıkmadı.

Halbuki, toplumların (ya da bireylerin de diyebiliriz) görüşleri daha net ve bu görüşlerini de muhtelif vasıtalarla ortaya koyuyorlar. Örnek mi istiyorsunuz? Buyurun örnek; 2024 yılı Toplum İklim Oylaması çalışması… Söz konusu çalışmaya rahatlıkla dünyanın en büyük bağımsız kamuoyu anketi diyebiliriz.

Çalışma 8 ayda gerçekleştirilmiş ve 77 ülkede 73.000’den fazla kişiye sorular yöneltilmiş. Çalışmanın yapıldığı ülkelerin nüfusları toplam dünya nüfusunun % 87’sini temsil ediyor.

Anketin en önemli çıktılarına baktığımızda, vurgulamak istediğimiz husus daha net olarak anlaşılabiliyor:

  • Araştırmaya katılan ülkelerin yüzde 80’inde insanların çoğunluğu iklim değişikliği konusunda bir yıl öncesine göre daha endişeli olduklarını söylüyor.
  • İklim değişikliği, katılımcıların üçte ikisinden fazlasının (yüzde 69) büyük kararlarını (nerede yaşayacakları, nerede çalışacakları ve ne satın alacakları gibi) halihazırda etkiliyor.
  • İnsanların neredeyse yarısı (yüzde 43) aşırı hava olaylarının bu yıl her zamankinden daha kötü seyrettiğini düşünüyor.
  • Dünya çapında katılımcılar ülkelerinin iklim değişikliğine yönelik aldığı önlemlerin yeterliliği konusunda bölünmüş durumda. Yanıtlayıcıların neredeyse yarısı (yüzde 49) ülkelerinin aldığı önlemlerin iyi olduğunu söylerken, dörtte biri (yüzde 25) kötü olduğunu, yaklaşık diğer bir çeyrek (yüzde 23) ise ne iyi ne de kötü olduğunu ifade ediyor.
  • Ankete katılan on ülkeden neredeyse dokuzunda (yüzde 89) insanlardan iklim değişikliği konusunda hükümet, BM, büyük şirketler, kampanyacılar ve aktivistler, inanç ve toplum liderleri arasında seçim yapmaları istendiğinde en büyük etkiyi kendi hükümetlerinin yarattığını düşünüyorlar.
  • Bununla birlikte, her beş kişiden dördü (yüzde 80), ülkelerinin iklim eylemi taahhütlerini güçlendirmesi gerektiğine inanıyor ve bunu talep ediyor.
  • Örneğin, ülkelerin yüzde 85’inde çoğunluk, ülkelerinin hızlı bir şekilde temiz enerjiye geçiş yapmasını; her on kişiden sekizi (yüzde 78) aşırı hava koşullarından dolayı risk altında olan insanlar için daha fazla koruma sağlanmasını istiyor.
  • Dünya genelinde her beş kişiden dördü (yüzde 81), ülkelerinin doğayı korumak ve yeniden canlandırmak için daha çok şey yapması gerektiğine inanıyor.
  • Katılımcıların yüzde 80’i, ülkelerindeki okulların iklim değişikliği hakkında daha fazla eğitim vermesi gerektiğini de ilave ediyor.
  • Dünya genelinde büyük bir çoğunluk (yüzde 86), iklim değişikliği konusunda iş birliği yapılmasını talep ediyor. Dahası  yüzde 79, zengin ülkelerin iklim değişikliğiyle mücadele etmek için görece yoksul ülkelere daha fazla yardım etmesini istiyor.

Bu oranlar gösteriyor ki, politikacıların uzlaşma sağlayamadıkları konularda toplumlar çoktan uzlaşmış durumda. Yenilenebilir enerjiye geçiş, çevresel etkilerin azaltılması, zengin ve gelişmiş ülkelerin bu amaçla yapılması gereken yatırımların finansmanında daha etkin rol oynaması ve iklim değişikliğiyle etkili mücadele edilmesi için daha kapsamlı iş birliklerine gidilmesi gerektiğini söylüyorlar.

Bu anlayışın kısa sürede, politik platformlarda da hâkim hale gelmesi, hiç şüphesiz sürdürülebilir bir dünyaya geçişi çok daha kolay hale getirecektir.

Özgün Çınar, CEO