BİZDEN MESAJLAR

Değerli okurlarımız,

Sınırları aşmak, engelleri yıkmak ve daha temiz bir gelecek inşa etmek mümkün mü? Bu sayımızda, iş hayatındaki görünmez bariyerlerden iklim krizinin gözle görülür etkilerine, ESG dünyasındaki son gelişmelerden karbon yutaklarının hayati rolüne kadar pek çok konuyu ele aldık. Sürdürülebilir bir geleceğe giden yolda birlikte düşünmeye ve harekete geçmeye hazır mısınız?

Sürdürülebilir kalın…

ÖZGÜN ÇINAR, CEO

ESG’Lİ HABERLER

  • Kahve fiyatları son 50 yılın zirvesine ulaştı ancak The New York Times’ın bildirdiğine göre Honduras’taki üreticiler endişeli. İklim değişikliği ürünlerine zarar verirken, artan maliyetler ve işçi eksikliği ilave zorluklar yaratıyor. Tüm bu saydığımız faktörler, rekor seviyedeki fiyatlara rağmen, çiftçilerin bu yıl yetersiz hasat nedeniyle daha az para kazanmasına sebep olabilir. Hatta bazı çiftçiler fiyat artışının kahve içenleri tüketimi azaltmaya yöneltebileceğinden ve sonuç olarak, kahve üretiminin sürdürülebilirliğinden endişe ediyor. DETAY
  • Avrupa Komisyonu, Avrupa Birliği’nin sınırda karbon düzenleme mekanizması kapsamına giren şirketlerin ‘büyük çoğunluğu’ için muafiyetler önereceğini belirtti. Bu şirketlerin, emisyonların sadece %1’ini ürettikleri gerekçesiyle muaf tutulmaları planlanıyor. DETAY
  • Dünya yörüngesindeki değişimler uzun vadeli buzul döngülerini yönlendiriyor, ancak yeni bir tahmin çalışması, insan kaynaklı küresel ısınma nedeniyle bu kadim düzenin on binlerce yıl boyunca bozulacağını öne sürüyor. DETAY
  • Associated Press’in haberine göre, müzakereciler BM biyolojik çeşitlilik konferansı COP16’nın genişletilmiş oturumunu, ülkelerin 2030 yılına kadar dünyanın biyolojik çeşitliliğini korumak için yılda 200 milyar dolar katkıda bulunacakları yönündeki taahhütlerle tamamladı. DETAY
  • Trump yönetiminin Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi’nde (NOAA) başlattığı işten çıkartma hareketi, dünyanın güvendiği iklim modellerini geliştiren küçük ama önemli bir kurum olan Jeofizik Akışkanlar Dinamiği Laboratuvarı’na (GFDL) da sıçradı. DETAY
  • Japonya Sürdürülebilirlik Standartları Kurulu (SSBJ), Japonya’da kurumsal sürdürülebilirlik raporlamasını geliştirmek için ilk Sürdürülebilirlik Açıklama Standartlarını (SSBJ Standartları) duyurdu. Bu standartlar, ülkenin daha şeffaf ve uluslararası uyumlu ESG açıklamalarına geçişinde önemli bir dönüm noktasını işaret ediyor. DETAY
  • Rainforest Alliance, sertifikasyonu basitleştirmek, gereksiz talepleri azaltmak ve veri doğruluğunu artırmak için Sürdürülebilir Tarım Standardını (Sürüm 1.4) güncelliyor. Çiftçiler ve şirketlerin geri bildirimleriyle şekillendirilen yeni sürüm, titiz sürdürülebilirlik taahhütlerini korurken daha kullanıcı dostu ve etkili bir yaklaşım sağlıyor. DETAY
  • Bu yılın Şubat ayında okyanusları kaplayan deniz buzları, geçmiş tüm kayıtlara göre minimum seviyede gerçekleşti. Avrupa Orta Vadeli Hava Tahminleri Merkezi’nden Samantha Burgess yaptığı açıklamada, “Daha sıcak bir dünyanın sonuçlarından biri deniz buzunun erimesidir ve her iki kutuptaki rekor veya rekora yakın düşük deniz buzu örtüsü, küresel deniz buzu örtüsünü tüm zamanların en düşük seviyesine itti,” dedi. DETAY
  • Alman Ekonomi Enstitüsü’nün (IW) Bertelsmann Vakfı için yaptığı bir çalışma, Almanya’nın iklim hedeflerine ulaşmak ve Rus fosil yakıt ithalatındaki düşüşü telafi etmek için güneş ve rüzgardan enerji üretimini genişletme çabasının yenilenebilir enerji sektörünü canlandırdığını ortaya koydu. Tam olarak, ülkedeki enerji dönüşümüyle ilgili işlerin payı 2019’dan bu yana iki kattan fazla artış gösterdi, ancak kalifiye işçi eksikliği, ülkenin resesyonuna şimdiye kadar direnen bu sektörü tehdit ediyor.DETAY

🍃YEŞİL KÖŞE🍃

Görünmez Engeller: Cam Tavanı Kırmak Mümkün mü?

Yıllardır çalıştığınız şirkette önemli projelere liderlik ettiğinizi, gecenizi gündüzünüze kattığınızı, ekstra eğitimler aldığınızı, yöneticilerinizin övgülerini kazandığınızı hayal edin. Terfi zamanı geldiğinde heyecanla beklediğinizi ama sizin için olumlu sonuçlanmadığını da hayal edin. Hepimiz için ne kadar tanıdık bir örnek değil mi? Böyle anlarda görünmez bir tavana çarpıyoruz. Orda olduğunu bilmediğimiz bu camdan tavanlar onlara çarptığımızda varlıklarını sert bir şekilde hatırlatıyor. Bizi durduruyor, ama aynı zamanda daha güçlü bir şekilde yolumuza devam etmemiz gerektiğini de gösteriyor.

Cam tavan sadece terfilerde değil, işe alım, maaş artışı ve günlük iş süreçlerinde de kendini gösteriyor. Kadınlar aynı yetkinliklere sahip olmalarına rağmen liderlik pozisyonlarına daha az atanıyor, fikirleri toplantılarda daha sık göz ardı ediliyor. Ayrıca, aile sorumlulukları nedeniyle potansiyelleri sorgulanıyor. Yönetici koltuklarında kadın oranı artmıyor, karar mekanizmalarında sesleri yeterince duyulmuyor. Peki, neden? Eksik olan şey, adil politikalar, kapsayıcı iş ortamları ve fırsat eşitliğini destekleyen bir ekonomi anlayışı.

The Economist’in 2025 Cam Tavan Endeksi, kadınların iş dünyasında hâlâ görünmez engellerle karşılaştığını ortaya koyuyor. OECD ülkelerinde kadınların iş gücüne katılım oranı %66,6 iken erkeklerde bu oran %81. Maaş farkı hâlâ %11,4 seviyesinde.

2025’te İsveç, kadınlar için en iyi çalışma ortamına sahip ülke olarak yeniden zirveye çıktı. Bu başarının arkasında, iş ve özel hayat dengesini destekleyen kapsamlı ebeveyn izinleri, kadınların yönetici pozisyonlarında güçlü bir şekilde yer alması ve iş yerinde ayrımcılığa karşı sağlam yasal korumalar bulunuyor. Japonya, Türkiye ve Güney Kore gibi ülkelerde kadınlar hala büyük engellerle mücadele ediyor. Güney Kore’de, kadınların iş gücüne katılımını artırmaya yönelik bazı iyileştirmelerin yapılmasına rağmen toplumsal normlar bu ilerlemenin önünde önemli bir bariyer olmaya devam ediyor. Türkiye ise iş hayatında kadınların karşılaştığı sistematik engeller ve yetersiz yasal korumalar nedeniyle listenin en alt sırasına geriledi. Bu durum, birçok yetenekli kadının hak ettiği fırsatlara erişememesine neden oluyor.

Bu engel sadece kadınlarla sınırlı kalmıyor. Cam tavan, çalışma hayatında yükselmek isteyen herkesin önüne çıkabiliyor. Yaş, cinsiyet, etnik köken, engellilik durumu ya da farklı bir iş modeli benimsemek gibi faktörler, bireylerin hak ettikleri yerlere ulaşmasını zorlaştırabiliyor. Örneğin, 50 yaş üstü çalışanlar, genç meslektaşlarına göre %30 daha az terfi şansı yakalıyor. Benzer şekilde, göçmen kökenli çalışanların yönetici pozisyonlarına ulaşma oranı yerli çalışanlara kıyasla çok daha düşük seyrediyor.

Peki, bu görünmez engeller nasıl yıkılır? Öncelikle, başarıyı objektif kriterlerle ölçmek gerekiyor. İsveç ve Fransa gibi ülkeler, yönetim kurullarında kadın temsili için kotalar getirerek bu süreci hızlandırdı. Yeni Zelanda, esnek çalışma saatleri ve aile dostu politikalarla kadınların iş gücünde kalmasını sağlıyor. Norveç ve Almanya’da babalık izni teşvik edilerek kadınların kariyerine ara vermeden devam etmesi destekleniyor.

Şirketler için çözüm net: Şeffaf ve adil terfi süreçleri, kapsayıcı işe alım politikaları ve esnek çalışma modelleri, cam tavanı kırmanın en etkili yolları arasında. Pek çok küresel şirket, yönetim kademelerinde daha fazla kadına ve farklı geçmişlerden gelen bireylere yer vermek için stratejik adımlar atıyor.

Ancak asıl değişim, toplumsal zihniyetin dönüşmesiyle mümkün. Kadınların ya da dezavantajlı grupların iş dünyasında daha fazla yer edinmesi bir lütuf değil, ekonomik bir gereklilik. Çeşitliliğin arttığı iş yerlerinde inovasyon %35 daha yüksek, çalışan memnuniyeti ve verimlilik oranları ise çok daha fazla. Kadınların ekonomiye daha fazla katıldığı ülkelerde kişi başına düşen milli gelir ciddi oranda artıyor.

Milyonlarca insan için bu engellerin kalkması, sadece bireysel başarı değil, toplumsal refah meselesi. Cam tavanı kırmak, yalnızca kadınların değil, herkesin mücadelesi olmalı. Çünkü daha adil, daha eşit ve daha yenilikçi bir dünya yaratmak ancak birlikte mümkün.

DAMLA GÜNALP, SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK UZMAN YARDIMCISI